15. Uluslararası İstanbul Caz Festivali'nin "Yaşam Boyu Başarı Ödülü" bu yıl, 60'lı yıllardan bu yana Türkiye'de caz müziğinin tanınması ve benimsenmesinde büyük katkılarda bulunan Tuna Ötenel'e verilecek. Kendisi, piyano, bas, davul ve saksafon gibi birçok müzik âletini büyük bir ustalıkla çalar. Türkiye'de caz müziğinin sevilmesinde de büyük payı vardır.

Her şeyi çalıyor, çünkü Bulgar göçmeni Ahmetoğlu Cevdet Bey'in oğlu Tuna, çocukluğundan beri müziğin içindeydi. O adını Tuna nehrinden almıştı, babasına Ötenel soyadı ise, keman çalarken kuş sesleri çıkarttığı için verilmişti. Dinlediği melodiyi ânında ezberleyen Tuna'ya konservatuardaki arkadaşlarının taktığı "şeytan kulak" lakabını da unutmayalım. Küçük yaşlarda babasından piyano dersleri alarak müziğe başlayan Ötenel, 5 yaşında babasının yemek ve dans müzikleri yapan orkestrasına eşlik etmeye başlamış. Daha o zamandan, yalnızca piyano değil, çeşitli vurmalı çalgılar ve davul da çalarmış. Sonuncusunu, boyu yetişmediği için, ayakta. Oturduğu zaman da, çaldıkları yerdeki insanlar, davulda kimse yok sanırmış.

Biraz büyüyünce, bütün öğretmenleri kendisine hayran ederek, Ulvi Cemal Erkin ile Ferhunde Erkin'in öğrencisi olduğu Ankara Devlet Konservatuarı sınavını kazandı. Ne yazık ki, caz müziğini sevmeye, kafasını caza yormaya da başlamıştı! Notlarının hepsi iyi olduğu halde Konservatuar'dan uzaklaştırıldı. 1964'te Metin Gürel orkestrasıyla profesyonel oldu. Saksofon çalmaya da 1968'de başladı. "Cazı ondan öğrendim," dediği Gürel'in kendisine bir alto saksofon hediye etmesiyle önünde kapılar açıldı.

Türkiye'nin ilk caz plağı olan, gitarda Kudret Öztoprak ve davulda Erol Pekcan'ın yeraldığı 1978 yapımı "Caz Semai"de o da piyano ve saksofon çalıyordu. Pierre Michelot ve Philippe Combelle'in eşliğinde Fransa'da kaydettiği "Vian Köpüğü-L'Ecume de Vian", 1998'de Aura Records'un ilk plağı olarak çıktı. 2000 yılında Fransa'da, yine aynı kadroya ilaveten trombonda Brezilyalı Raul De Souza eşliğinde "Voyageur"ü yaptı. Bunu, 2005'teki "How Much Do You Love Me?" izledi.

Yeteneğine ve ustalığına rağmen, Türk cazcılara Türkiye'de reva görülen kayıtsızlık yüzünden kendini sık sık yalnız hissettiğini sandığımız Tuna Ötenel umarız Festivalin Yaşam Boyu Başarı Ödülü ile dostları ile dinleyicilerinin onu ve yeteneğini ne kadar takdir ettiğini anlar.

Sevin Okyay

Yukarı